Yazar "Kaya, Mehmet Bedii" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe İNSAN HAKLARI EKSENİNDE İNTERNETİN KONTROLÜ VE HUKUKİ SORUMLULUK REJİMİ(2020) Kaya, Mehmet Bediiİnternet, küresel bir bilgiye erişim ve iletişim ağıdır. İnternet, her geçengün büyümekte; sosyal, ekonomik, kültürel, siyasi veya ticari amaçlarlakullanılmaktadır. Bireysel kullanımın yanı sıra kamu hizmetlerininsunumunda da artık varsayılan mecra internet olmuştur.İnternet ortamında sınıflandırılması neredeyse mümkün olmayançeşitlilik ve boyutta içerik barındırılmaktadır. Bu içerikler, öncedenbelirlenmemiş güzergâhlarla ağda dolaşıma girmekte ve ülkelerinsınırlarını sadece saniyeler içinde aşmaktadır.Benzeri görülmemiş derecede büyük, dağıtık ve kendine özgüteknik yapısı olan, çok farklı egemenlik alanlarını, kurumları vekişileri ilgilendiren bir yapının nasıl düzenleneceği hem ulusal hemde uluslararası hukukun en temel meselelerinden biri hâline gelmiştir.Bilhassa internetin kontrolünün ve internet ortamındaki içeriktensorumluluğun nasıl olacağı güncel bir sorun olarak belirmiştir.Nihayetinde, internetin kullanım alanlarının genişlemesi ve internetikullanan kişi gruplarının çeşitlenmesi sebebiyle aynı anda birden çokhakkın etkilenmesi, kısıtlanması ve hatta özüne dokunulması kaçınılmazolmaktadır.Bu makale, internetin kontrolü ve internet ortamında hukukisorumluluk meselelerini insan hakları ekseninde incelemektedir.Makalede, Avrupa Konseyinin internete ilişkin tüm deklarasyonlarıve tavsiye kararları ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM)internetle ilgili tüm kararları genel hatlarıyla incelenmektedir. Makaledeinternet ortamındaki içeriğe erişimin engellenmesi, içeriğin kaldırılması,internet ortamında kişilik haklarının korunması, internet platformlarınınhukuki sorumluluğu, unutulma hakkı, üçüncü kişilere ait internetiçeriğinden sorumluluk ve üçüncü kişilere ait internet bağlantılarındansorumluluk konuları ele alınmaktadır. Bu doğrultuda, AİHM’in kararlarıışığında ideal bir internet yasasının nasıl olması gerektiği sorusununyanıtı bulunmaya çalışılmaktadır.Öğe İnsan hakları ekseninde internetin kontrolü ve hukuki sorumluluk rejimi(Anayasa yargısı, 2020) Kaya, Mehmet BediiÖzet: İnternet, küresel bir bilgiye erişim ve iletişim ağıdır. İnternet, her geçen gün büyümekte; sosyal, ekonomik, kültürel, siyasi veya ticari amaçlarla kullanılmaktadır. Bireysel kullanımın yanı sıra kamu hizmetlerinin sunumunda da artık varsayılan mecra internet olmuştur. İnternet ortamında sınıflandırılması neredeyse mümkün olmayan çeşitlilik ve boyutta içerik barındırılmaktadır. Bu içerikler, önceden belirlenmemiş güzergâhlarla ağda dolaşıma girmekte ve ülkelerin sınırlarını sadece saniyeler içinde aşmaktadır. Benzeri görülmemiş derecede büyük, dağıtık ve kendine özgü teknik yapısı olan, çok farklı egemenlik alanlarını, kurumları ve kişileri ilgilendiren bir yapının nasıl düzenleneceği hem ulusal hem de uluslararası hukukun en temel meselelerinden biri hâline gelmiştir. Bilhassa internetin kontrolünün ve internet ortamındaki içerikten sorumluluğun nasıl olacağı güncel bir sorun olarak belirmiştir. Nihayetinde, internetin kullanım alanlarının genişlemesi ve interneti kullanan kişi gruplarının çeşitlenmesi sebebiyle aynı anda birden çok hakkın etkilenmesi, kısıtlanması ve hatta özüne dokunulması kaçınılmaz olmaktadır. Bu makale, internetin kontrolü ve internet ortamında hukuki sorumluluk meselelerini insan hakları ekseninde incelemektedir. Makalede, Avrupa Konseyinin internete ilişkin tüm deklarasyonları ve tavsiye kararları ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) internetle ilgili tüm kararları genel hatlarıyla incelenmektedir. Makalede internet ortamındaki içeriğe erişimin engellenmesi, içeriğin kaldırılması, internet ortamında kişilik haklarının korunması, internet platformlarının hukuki sorumluluğu, unutulma hakkı, üçüncü kişilere ait internet içeriğinden sorumluluk ve üçüncü kişilere ait internet bağlantılarından sorumluluk konuları ele alınmaktadır. Bu doğrultuda, AİHM’in kararları ışığında ideal bir internet yasasının nasıl olması gerektiği sorusunun yanıtı bulunmaya çalışılmaktadır.Öğe İnternet Alan Adı (Domain) Uyuşmazlıklarının Çözümünde Alternatif Yöntemler: UDRP, URS ve TRABİS Karşılaştırması(2021) Kaya, Mehmet BediiAlan adları (domain names), internet ortamında yer alan bir içeriğe pratik olarak konumlandırmak amacıyla kullanılan kısa yollardır. Alan adları, belge değişimi veya fiziksel temasın kısıtlı olduğu, kimlik teyidinin olmadığı otomatikleştirilmiş bir süreçle gerçekleştirilmektedir. İnternetin ticari amaçla kullanımının öne çıkmasıyla birlikte alan adlarının maddi değeri artmıştır. Bunun bir neticesi olarak, başkalarına ait markalarla aynı veya benzer nitelikteki alan adlarını yüksek bir meblağ karşılığında satmak, marka sahibinin alan adını kullanmasını engellemek, alan adının esasen ticari rakiplerin işlerine ya da faaliyetlerine zarar vermek, alan adıyla karışıklık meydana getirmek suretiyle başka siteye yönlendirilmek gibi kötü niyetli davranışları içeren cybersquatting olarak da adlandırılan yeni bir haksız fiil türü ortaya çıkmıştır. İnternet ortamında markadan kaynaklanan hakların etkin korunması için ICANN tarafından iki uyuşmazlık çözüm mekanizması geliştirilmiştir: Uniform Domain Name Dispute Resoultion Policy (UDRP) ile Uniform Rapid Suspension (URS). Ayrıca, ülke kodlu üst düzey alan adları için farklı ülkeler kendi özel uyuşmazlık çözüm usûllerini devreye almıştır. Örneğin, Türkiye TR üst düzey alan adı için TRABİS isimli müstakil bir uyuşmazlık çözüm usûlü geliştirmiştir. Bu çalışmada, UDRP ve URS usûlleri etraflıca incelenecektir. UDRP ve URS incelemesinden sonra ise TR üst düzey alan adları için uygulamaya alınacak olan TRABİS usûlü incelenecektir. Çalışmanın amacı TR alan adlarına ilişkin getirilen uyuşmazlık çözüm mekanizmasının uluslararası kurallarla ne kadar benzeştiği ve ne oranda farklılaştığını ortaya koymaktadır.Öğe Kişisel verilerin korunmasında yeni paradigma: Hesap verebilirlik ilkesi(İstanbul hukuk mecmuası, 2020) Kaya, Mehmet BediiÖzet: Siber risklerin değişen niteliği, analitik ve yapay zekâ uygulamalarıyla kişisel verilerin işlenmesinin yaygınlaşması, veri işleme ve saklama ortamlarının çeşitlenmesi, sektörel düzenlemelerin artması, klasik veri koruma yaklaşımlarının yetersiz kalmasına sebep olmuştur. Bu bağlamda, değişen veri koruma ve mahremiyet düzlemlerinde ortaya çıkan yeni riskler ve sorunlar için etkin bir çözüm olarak hesap verebilirlik ilkesi ortaya çıkmıştır. Hesap verebilirlik ilkesi, salt mevzuata uyumu aşan ve kavramsal derinliği haiz bir paradigma değişikliğidir. Bu ilke, veri sorumlularının, veri koruma düzenlemelerine uyum için uygun ve etkin tedbirleri almasını ve talep halinde de bunu ispat etmelerini gerektirmektedir. Diğer bir deyişle hesap verebilirlik ilkesi, kişisel verilerin korunmasının bir veri sorumlusu nezdinde sürekli gözetilen, etkin şekilde uygulanan ve düzenli olarak denetlenen bir değer olduğunun ispatı sürecidir. Bu makalenin amacı, veri koruma hukuku bağlamında hesap verebilirlik ilkesini mukayeseli olarak incelemektir. Çalışma, hesap verebilirlik ilkesinin temelini ve kapsamını sorgulamayı, diğer veri koruma ilkeleriyle ilişkisini tespit etmeyi ve ilkenin veri sorumluları ile veri işleyenler üzerindeki normatif etkisini ortaya koymayı hedeflemektedir.Öğe Türk hukukunda ve mukayeseli hukukta internet erişiminin engellenmesi(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2009) Kaya, Mehmet Bedii; Keser Berber, LeylaInternet, milyonlarca bilgisayarın birbirine bağlı olduğu dünyanın en büyük bilgi ve iletişim ağıdır. Internetin kullanım oranlarının ve alanlarının yaygınlaşmasıyla beraber devletlerin Internete müdahaleleri de artmıştır. Öncelikle suçla mücadele amacıyla Internete müdahale eden devletler zamanla kendi ideolojilerine göre Internet içeriğini düzenlemeye ve istenmeyen içeriğe erişimi engellemeye başlamışlardır. Devletler, erişim engelleme için farklı yöntem ve teknikler kullanmaktadır. Engellemenin kapsamı, kullanılan teknik, engelleme süresi, engelleme öncesi ve sonrası takip edilen süreç devletten devlete değişmektedir. Bazı devletler tek yöntem kullanırken, bazı devletler birden çok yöntemi kombine şekilde kullanmakta ve hatta bazı otoriter devletler hukuk dışı yöntemlere bile başvurabilmektedir. Özellikle devletlerin demokrasi ve insan hakları konularındaki yaklaşımları, engelleme sürecinin saydamlığını, hesap verilebilirliği, etkin koruma mekanizmalarının işlerliğini doğrudan etkilemektedir. Engelleme yöntem ve teknikleri gibi engelleme sebepleri de her devlet için farklıdır. Örneğin, Çin, yoğun bir şekilde komünizme tehdit oluşturan içerikle mücadele ederken, ABD terörizm ve çocuk pornografisiyle, Almanya ve Fransa aşırı sağcı içerikle, Suudi Arabistan Islam aleyhtarı içerikle, Güney Kore Kuzey Kore propagandasıyla mücadele etmektedir. Singapur ise seçim dönemlerinde internet içeriğine karşı katı bir tavır almaktadır. Türkiye, 2001 yılına kadar Internet içeriğine müdahaleci olmayan bir yaklaşım sergilemiştir. 2001 yılından sonra farklı gerekçelerle çeşitli web sitelerinin erişimi engellenmiştir. Türkiye, internet içerik politikasındaki belirsizliği gidermek amacıyla 2007 yılında 5651 sayılı Internet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla işlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun yürürlüğe koymuştur. Bu doğrultuda, sınırlı sayı prensibine göre engelleme sebeplerini belirlemiştir. Engelleme sebepleri dışında 5651 sayılı Kanun, içerik, yer, erişim ve Internet toplu kullanım sağlayıcılar gibi Internet aktörlerinin hukuki ve cezai sorumluluklarını ayrıntılı olarak düzenlemiştir. Bu çalışma kapsamında erişim engelleme teknik ve hukuki boyutları ile mukayeseli bir şekilde ele alınmıştır. Çalışma kapsamında öncelikle engelleme yöntem ve teknikleri sınıflandırılmıştır. Bu sınıflandırmadan sonra Internet içeriğine müdahale konusunda her biri bir ucu temsil eden ABD, Avrupa Birliği, Çin, Güney Kore, Singapur ve Suudi Arabistan devletlerinin erişim engelleme politikaları incelenmiştir. Son bölümde ise Türkiye uygulaması 5651 sayılı Kanun kapsamında ele alınmış ve 5651 sayılı Kanunun uygulaması temel hak ve hürriyetleri sınırlandırma rejimi açısından değerlendirilmiştir.