Reflektif : Journal of Social Sciences
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Interspecies liminality on the edge of life: human-animal companionship in Madame (1989)(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 25/06/2024) Taşdizen, Burak[EN] This article argues for liminality as a mutual, interspecies experience as well as a constituent of human-companion animal bond. Despite its potential for animal scholarship, research on interspecies liminality remain rather scarce. Drawing upon this research gap, the main objective of this study is to explore the experiences of liminality of human and feline protagonists in Halit Refiğ’s film Madame [Hanım] (1989) through its analysis conducted in adherence with the coding principles of Grounded Theory. Experiences of liminality of the human and feline protagonists in the film are closely related to the status passages of the characters’ lives. While the film narrates human liminality between living and dying at the end of Olcay’s life, the feline character Hanım depicts liminality of the animal subject between person and property as well as spatial (non)belonging thereof due to her human companion Olcay’s dying. Findings of the study indicate that, in addition to the category of liminal animals being a descriptor for animal populations in proximity to human settlements, liminality lens could be employed to understand life trajectories of individual animals, and to disclose potentialities for interspecies companionship and mutual survival in human-animal borderlands.Öğe Sokak köpeği sahiplenme deneyimlerini görünür kılmak: özel olan politiktir(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 25/06/2024) Özdoğan, Huri Kiraz[TR] Bu makalede iktidar kurumlarının sokak köpeği olgusunu sahiplendirmeyle yönetme politikasını sorunsallaştırıyorum. Politik, toplumsal ve ekonomik boyutları olan bir konuyu kamusal alanın sorumluluğundan özel alandaki kişilerin sorumluluğuna taşıyarak görünmezleştirdiklerini iddia ediyorum. Feminist hareketin “özel olan politiktir” mottosundan hareketle sokak köpeği sahiplenenlerin deneyimlerine odaklanarak bunları görünür kılıyorum. İlkin Köpek Nüfus Yönetimi Paradigmasının düzenlediği –bakımevi, toplama gibi– araçlarında ve düzenleme dışı bıraktığı müşterek yaşam alanlarda ötekileştirilmelerini ve metalaştırılmalarının travma yaratan yönlerini deneyimler üzerinden gösteriyorum. Sahiplenilen köpeklerin yaşanmışlıklarını yeni sahipli yaşamlarına da taşıdıklarına dikkat çekiyorum. Sahiplenenlerin de hiçbir kamu desteği almaksızın kendi olanaklarıyla travmaları iyileştirme ve/veya onları idare etme yönünde geliştirdikleri yöntemleri aktarıyorum. Bu süreçte sosyal çevrelerinde ve müşterek alanlarda ötekileştirilebildiklerine de dikkat çekiyorum. Kamunun bu alanda öncelikle köpeklere tekil bakacak ve onları ötekileştirmeyecek şekilde paradigmasını değiştirmesine dair vurguyu paylaşıyorum. Burada aynı zamanda sahiplendirmeyle ilgili düzenlemelerin patriarkal eşitsizlikleri pekiştirmeyip bilakis onları dönüştürecek şekilde olmasına dair taleplere de yer veriyorum.Öğe Rezil kedilerin yaşamı veya barınakların doğuşu: Almanya örneği(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 25/06/2024) Alnıaçık Özyer, Eylül Tuğçe[TR] İnsan olmayan varlıkların tarihsel anlatılar içinde kendine yer bulmasına sık rastlanmasa da mevcut tertibatlarda izleri takip edilebilir. Zira insan olmayan varlıklar da benzer şiddet, ihtimam veya güç ilişkilerine tabidirler. Bu çalışmada Alman İmparatorluğu döneminde kedilerle kurulan ilişki üzerinden kamusal alanlarda hangi canlıların yaşayabildiğine dair zor sorunun peşine düşülmektedir. Hayvan koruma literatürü ve pratiklerinin gelişme aşamasına denk gelen söz konusu dönemde evcil hayvanlara gösterilen eşzamanlı, ancak farklı ölçülerdeki şiddet ve ihtimam, yaşamlarının kamusal alanlardan sürülmesiyle neticelenmiştir. Bu çerçevede Geheimes Staatsarchiv Preußischer Kulturbesitz: GStA PK’da (Prusya Kültürel Miras Vakfı Gizli Devlet Arşivleri) yürütülen arşiv çalışması sonucu ulaşılan kedilerin sokaklardan toplatılmaları ve öldürülmeleri süreci biyo-, nekropolitik tertibatlar, çevre koruma diskuru ve “Büyük Kapatılma” bağlamlarında analiz edilmektedir.Öğe Hayvan tarihi: Osmanlı-Türkiye geçmişine türlerarası perspektifle bakmak(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 25/06/2024) Dölek Sever, Deniz[TR] İnsan-hayvan ilişkilerinin zaman içerisindeki değişimini ve hayvanların geçmişteki çoklu rollerini inceleyen hayvan tarihi, Osmanlı ve Türkiye tarih araştırmalarında 2010’lardan itibaren gelişen yeni bir alt alandır. Bu makale, tarih disiplininin insan merkezci (anthropocentric) zihniyet yapısına alternatif olarak geçmişi türlerarası bakış açısıyla incelemeyi öneren hayvan tarihini, çeşitli metodolojik sınırları ve bu sınırların aşılmasıyla tarih yazımına sunduğu katkılar bağlamında analiz etmektedir. Geçmişteki pek çok insan etkinliğinin önemli bir aktörü olan hayvanlara tarih anlatılarında yer verilmemesi ya da yalnızca edilgin bir vasıta olarak yer verilmesi eksik ve yetersiz bir geçmiş tahayyülü oluşturulduğu anlamına gelir. Bu bakımdan, hayvan tarihi, geçmişin hakikatine daha fazla yaklaşılmasını sağlar. Ayrıca, insanın kendini diğer türler arasında üstün olarak konumlandırmasının tarihsel kökenlerine ışık tutarak hâlihazırda insanın hayvanlarla kurduğu eşitsiz ve yıkıcı ilişkilerin dönüştürülmesine katkıda bulunur. Makale bu imkânları barındıran hayvan tarihinin Türkiye ve Osmanlı tarih araştırmalarındaki örneklerini değerlendirerek yeni araştırmacılara bir referans sunmaktadır.Öğe Özel dosya: eleştirel hayvan çalışmaları(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 25/06/2024) Çekem, Karun; Güçlü, Özlem[N/A]Öğe Öğe Öğe Social Media in Southeast Turkey: Love, Kinship, and Politics by Elisabetta Costa(2024) Onuk, Engin[Abstract Not Available]Öğe Öğe Deprem, İnsan Hakları, Gelecek(2023) Adaman, Fikret; Yaman, Melda; Tarhanli, Turgut; Biçer, Ümit; Bayhan, Bahar[Abstract Not Available]Öğe Depremde İnsan Dışı Varlıklar(2023) Şarbak, Hilâl Nur; Yildirim, Mine; Ozbas, Çiğdem; Şaman, Halime[Abstract Not Available]Öğe Deprem Sonrası Sahayı ve Gönüllülüğü Konuşmak(2023) Bekmen, Aslı Silahdaroğlu; Semercı, Pınar Uyan; Durmuş, Gözde; Turner, Zeynep Talay; Beyazova, Ayşe[Abstract Not Available]Öğe Deprem Bölgesinde Kadın Olmak(2023) Onuk, Beritan; Gürbüz, Nur; Kapdan, Özgül; Ozan, Özge; Ayata, Gökçeçiçek[Abstract Not Available]Öğe Rethinking Hunger, Food Insecurity, and Malnutrition in the Age of Inequalities(2023) Söylemez, NagihanDue to extreme climate events, the Covid-19 global pandemic, the war in Ukraine, and a rapid increase in the food prices 3.1 billion people were unable have access to nutritious food in 2022. Global inequalities, poverty, and social insecurities that disseminated in almost every aspect of human life have already started to challenge the social contract. As a minimum requirement to guarantee a decent life for everyone, a new social contract based on mutual obligations of concentric circles may be imagined for food security. Such a contract may offer a solid framework to encounter the current agrifood system’s fragilities and vulnerabilities. This study argues that a new social contract should redefine relations between the state and private sector, considering the well-being of all segments of society and, in a broader sense, humanity. Secondly, it emphasizes the necessity of reforming rules, norms, principles, and decision-making procedures to eliminate the double standards of the global trade system. Lastly, it claims that rather than falling back into the industrial agriculture production trap, “what we owe each other” is to adopt collectively resilient, sustainable, and equitable policies to eliminate hunger, food insecurity, and malnutrition.Öğe Özel Dosya: Yoksulluk, Eşitsizlikler ve Refah Devletinin Sınırları: Yeni bir Toplumsal Sözleşmenin Peşinde Sayı Editörlerinden(2023) Akkan, Başak; Semercı, Pınar Uyan; Dedeoglu, Saniye[Abstract Not Available]Öğe What We Owe Each Other: A New Social Contract for a Better Society by Minouche Shafik(2023) Cihan, Özlem[Abstract Not Available]Öğe documenta onbeş, Sanat Kurumları ve Ötesi: İstanbul Odağında Lumbung Pratiğini Düşünmek(2023) Çelen, MiyaseBu makale, sanat kurumlarının mevcut yönetim yapılarını, güç dinamiklerini ve toplumla olan etkileşimlerini sorgulayan documenta onbeş’te (documenta fifteen) sunulan lumbung pratiğine odaklanmaktadır. Sanat kurumlarının genellikle hiyerarşik ve merkeziyetçi yapılarla karakterize edildiği bir bağlamda, önerilen lumbung gibi kolektif paylaşım pratikleri, sanat kurumlarının işleyişini daha demokratik ve katılımcı hale getirme potansiyeline sahiptir. Makale, lumbung pratiğinin sanat kurumlarına nasıl yeni bir bakış açısı sunabileceğini ve mevcut güç dinamiklerini nasıl sorgulayabileceğini tartışmaktadır. Bu pratiğin, sanat kurumlarının sürdürülebilirlik modellerini ve kalıcı ilişkileri nasıl geliştirebileceğini ve mevcut kurumsal yapıları nasıl zenginleştirebileceğini ele alır. Makale, İstanbul’un sanat ortamının lumbung pratiği gibi alternatif yaklaşımları dikkate alması gerekliliğini ve bu tür yaklaşımların önemli bir potansiyele sahip olduğuna işaret ederek, bu yaklaşımların sanat kurumlarının geleceğine nasıl etkileri olabileceğini tartışıyor.Öğe Deprem, İnsan Hakları ve Acıya Bakmak(2023) Karan, Ulaş; Muratoğlu, Cansu; Fincanci, Sebnem Korur; Tarhanli, Turgut[Abstract Not Available]Öğe Karşılaştırmalı Edebiyatın Deniz Feneri’ne: Jale Parla’ya Armağan(2023) Kaya, Nilay[Abstract Not Available]Öğe İklim Değişikliği, Yoksullar ve Karbon Fiyatlandırması(2023) Uyduranoğlu, Ayşeİklim değişikliği, herkesi etkileyen küresel bir krizdir. Ancak aralarında yoksulların bulunduğu kırılgan grupları çok daha fazla etkilemektedir. Aşırı hava olayları su, gıda, barınak ve gelir güvenliğini tehdit ederken, fosil yakıt kullanımının neden olduğu hava kirliliği önemli sağlık sorunlarına yol açmaktadır. İklim değişikliği ile etkin bir şekilde mücadele edilmedikçe, iklim değişikliğinin etkileri yoksulluğun süreklilik kazanmasına neden olacak ve dünya genelinde yoksulluğa itilen kişi sayısı artacaktır. Düşük ya da sıfır karbon ekonomisine geçişi amaçlayan karbon fiyatlandırmasından elde edilecek gelirler, nereye ve nasıl kullanılacağı belli olmayacak şekilde doğrudan devlet bütçesine aktarılmak yerine, iklim değişikliğinin etkilerine karşı yoksulları korumak için azaltım ve uyum projelerinin geliştirilmesinde kullanılabilirler.