Ethics of smart cities: perceptions of technical stakeholders in Pakistan
Yükleniyor...
Tarih
2023
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
İstanbul Bilgi Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
ABSTRACT: As the world has raced ahead and developed into a collection of wired cities and connected on the grid communities, we have also become effaced with challenges of urban sprawl, gentrification, pollution and climate change (Halegoua, 2020). Big tech companies as well as multiple governments around the globe are putting forth smart city technologies as a possible solution to our emerging problems, citing the power of modern technologies when data-driven systems as a solution to complex urban issues (Cocchia, 2014). At the same time science and technology research is destabilizing the assumption that technology is value neutral instead scholars posit the technological artifacts are imbued with consequences norms as well as values which can encourage certain behaviors while discouraging others (Costanza-Chock, 2020; Winner, 1980). Furthermore, the black box nature of AI systems further motivates the need to study the “less-tangible” aspects of algorithms and algorithmic thinking (Young & Kitchin, 2020, p. 3). This research undertakes the study of these ‘less-tangible’ aspects of technological artifacts and their creation and investigates how they manifest in the context of Smart City projects in Pakistan. In order to achieve this goal this research focuses on technical stakeholders which may be critically positioned to shed light upon what ethical considerations, deliberations, and concerns surface in the act of technological creation in the country. In so doing this research hopes to add to a conversation that has so far been restricted to western economies and allow the deconstruction of how data harms manifest and low-to-middle income countries. By conducting 12 semi structured participant interviews this research was able to show that while technical stakeholders are unsure of the local implementations of smart city projects the same cannot be said for datafication processes, perceptions of which, were largely positive. It also shows that trust in government-led initiatives is low in comparison to corporate initiatives, due to historical political instabilities. Although participants displayed some understanding of common ethical concerns their knowledge of how these issues can affect local communities was sparse at best, and inclination towards security at the cost of privacy also reared its head in the data. These insights show that local contexts severely impact how ethical choices are made and highlight the importance of including local stakeholders in applications of smart technology. In conclusion this research underscores the importance of mapping data ethics in previously understudied parts of the world so that a fuller picture of what ethics of smart cities means on a global scale can be constructed.
ÖZET: Dünya hızla ilerleyip kablolu şehirlerden ve şebekeye bağlı topluluklardan oluşan bir koleksiyona dönüşürken, kentsel yayılma, soylulaştırma, kirlilik ve iklim değişikliği gibi sorunlarla da boğuşur hale gelindi (Halegoua, 2020). Büyük teknoloji şirketleri ve dünyanın dört bir yanındaki çok sayıda hükümet, karmaşık kentsel sorunlara çözüm olarak veriye dayalı sistemleri devre sokarken, modern teknolojilerin gücüne atıfta bulunarak, ortaya çıkan sorunlarımıza olası bir çözüm olarak akıllı şehir teknolojilerini öne sürüyor (Cocchia, 2014). Aynı zamanda bilim ve teknoloji araştırmaları, teknolojinin değer açısından tarafsız olduğu varsayımını sorgularken, birçok araştırmacı, teknolojik eserlerin bazı normların yanı sıra belirli davranışları teşvik ederken diğerlerini de caydırabilecek değerlerle dolu olduğunu öne sürmektedir (Costanza-Chock, 2020; Winner, 1980). Ayrıca, yapay zeka sistemlerinin kara kutu niteliği, algoritmaların ve algoritmik düşüncenin "daha az somut" yönlerini inceleme ihtiyacını daha da motive etmektedir (Young & Kitchin, 2020, s. 3). Bu araştırma, teknolojik eserlerin ve bunların yaratımının bu 'daha az somut' yönlerini incelemeyi üstlenmekte ve Pakistan'daki Akıllı Şehir projeleri bağlamında bunların nasıl ortaya çıktığını araştırmaktadır. Bu amaca ulaşmak için bu araştırma, ülkedeki teknolojik yaratım eyleminde hangi etik düşüncelerin, müzakerelerin ve kaygıların ortaya çıktığına ışık tutacak şekilde eleştirel bir konuma sahip olabilecek teknik paydaşlara odaklanmaktadır. Böylece bu araştırma, şimdiye kadar Batı ekonomileriyle sınırlı kalan bir tartışmaya katkıda bulunmayı ve verilerin açık ve düşük-orta gelirli ülkelere nasıl zarar verebileceğinin yapısökümüne öncü olmayı ummaktadır. Bu araştırma bağlamında, 12 yarı yapılandırılmış katılımcı görüşmesi gerçekleştirilmiştir. Teknik paydaşların, akıllı şehir projelerinin yerel uygulamalarına şüpheyle baktıkları, ancak aynı şeyin, paydaşlar tarafından genel olarak olumlanan verileştirme süreçleri için söylenemeyeceği gösterilmiştir. Ayrıca, tarihsel siyasi istikrarsızlıklar nedeniyle hükümet öncülüğündeki girişimlere duyulan güvenin kurumsal girişimlere kıyasla düşük olduğu da ortaya konmuştur. Katılımcılar yaygın etik kaygılar konusunda bir miktar anlayış sergilemiş olsalar da, bu konuların yerel toplulukları nasıl etkileyebileceği konusundaki bilgileri en iyi ihtimalle seyrek olarak ifade edilebilirken, mahremiyet pahasına güvenlik değerinin öncelenmesi de verilerde kendini göstermektedir. Bu içgörüler, yerel bağlamların, etik seçimlerin nasıl yapıldığını ciddi şekilde etkilediğini göstermekte ve akıllı teknoloji uygulamalarına yerel paydaşların dahil edilmesinin önemini vurgulamaktadır. Sonuç olarak bu araştırma, akıllı şehir etiğinin küresel ölçekte ne anlama geldiğine dair daha kapsamlı bir resmin oluşturulabilmesi için dünyanın daha önce yeterince görece çalışılmamış bölgelerinde veri etiğinin haritalandırılmasının önemini vurgulamaktadır.
ÖZET: Dünya hızla ilerleyip kablolu şehirlerden ve şebekeye bağlı topluluklardan oluşan bir koleksiyona dönüşürken, kentsel yayılma, soylulaştırma, kirlilik ve iklim değişikliği gibi sorunlarla da boğuşur hale gelindi (Halegoua, 2020). Büyük teknoloji şirketleri ve dünyanın dört bir yanındaki çok sayıda hükümet, karmaşık kentsel sorunlara çözüm olarak veriye dayalı sistemleri devre sokarken, modern teknolojilerin gücüne atıfta bulunarak, ortaya çıkan sorunlarımıza olası bir çözüm olarak akıllı şehir teknolojilerini öne sürüyor (Cocchia, 2014). Aynı zamanda bilim ve teknoloji araştırmaları, teknolojinin değer açısından tarafsız olduğu varsayımını sorgularken, birçok araştırmacı, teknolojik eserlerin bazı normların yanı sıra belirli davranışları teşvik ederken diğerlerini de caydırabilecek değerlerle dolu olduğunu öne sürmektedir (Costanza-Chock, 2020; Winner, 1980). Ayrıca, yapay zeka sistemlerinin kara kutu niteliği, algoritmaların ve algoritmik düşüncenin "daha az somut" yönlerini inceleme ihtiyacını daha da motive etmektedir (Young & Kitchin, 2020, s. 3). Bu araştırma, teknolojik eserlerin ve bunların yaratımının bu 'daha az somut' yönlerini incelemeyi üstlenmekte ve Pakistan'daki Akıllı Şehir projeleri bağlamında bunların nasıl ortaya çıktığını araştırmaktadır. Bu amaca ulaşmak için bu araştırma, ülkedeki teknolojik yaratım eyleminde hangi etik düşüncelerin, müzakerelerin ve kaygıların ortaya çıktığına ışık tutacak şekilde eleştirel bir konuma sahip olabilecek teknik paydaşlara odaklanmaktadır. Böylece bu araştırma, şimdiye kadar Batı ekonomileriyle sınırlı kalan bir tartışmaya katkıda bulunmayı ve verilerin açık ve düşük-orta gelirli ülkelere nasıl zarar verebileceğinin yapısökümüne öncü olmayı ummaktadır. Bu araştırma bağlamında, 12 yarı yapılandırılmış katılımcı görüşmesi gerçekleştirilmiştir. Teknik paydaşların, akıllı şehir projelerinin yerel uygulamalarına şüpheyle baktıkları, ancak aynı şeyin, paydaşlar tarafından genel olarak olumlanan verileştirme süreçleri için söylenemeyeceği gösterilmiştir. Ayrıca, tarihsel siyasi istikrarsızlıklar nedeniyle hükümet öncülüğündeki girişimlere duyulan güvenin kurumsal girişimlere kıyasla düşük olduğu da ortaya konmuştur. Katılımcılar yaygın etik kaygılar konusunda bir miktar anlayış sergilemiş olsalar da, bu konuların yerel toplulukları nasıl etkileyebileceği konusundaki bilgileri en iyi ihtimalle seyrek olarak ifade edilebilirken, mahremiyet pahasına güvenlik değerinin öncelenmesi de verilerde kendini göstermektedir. Bu içgörüler, yerel bağlamların, etik seçimlerin nasıl yapıldığını ciddi şekilde etkilediğini göstermekte ve akıllı teknoloji uygulamalarına yerel paydaşların dahil edilmesinin önemini vurgulamaktadır. Sonuç olarak bu araştırma, akıllı şehir etiğinin küresel ölçekte ne anlama geldiğine dair daha kapsamlı bir resmin oluşturulabilmesi için dünyanın daha önce yeterince görece çalışılmamış bölgelerinde veri etiğinin haritalandırılmasının önemini vurgulamaktadır.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Akıllı Şehir, Etik, Verileştirme, Teknik Paydaşlar, Pakistan, Smart City, Ethics, Datafication, Technical Stakeholders